6 Şubat 2013 Çarşamba

SAP HANA Nedir?

Merhaba,
İlk yazımda BW’nun HANA üzerinde kurulumu için gerekli olanları Daniel Rutschmann’ın bloğundan alıp Türkçe’ye çevirdim. Ancak yakın çevremden gelen tepkiler sonrasında çoğu kişinin –SAP ekosistemi içerisinde yer alanlar da dahil- HANA hakkında çok az bilgi sahibi olduğunu anladım. Bu sebeple bloğumun ikinci yazısında genel anlamda SAP HANA’nın ne olduğunu, kurumsal iş yazılımları dünyasında nasıl bir etki yaratacağını anlatacağım.
Çeşitli ortamlarda SAP HANA için “R/4” denildiğini duydum. Teknik açıdan çok yanlış bir ifade olmakla beraber bir benzetme olarak kullanıldığında müthiş bir isimlendirme olmuş. R/3’ün son 20 yılda kurumsal iş yazılımları dünyasında yarattığı etki ve SAP HANA’nın yakın gelecekte yaratacağı etki düşünülürse,  R/4 metaforunu çok daha sık duyacağımızı tahmin ediyorum.
SAP’nin kendi sitesinde yaptığı tanıma göre SAP HANA; bellek içi çalışabilen bir veri platformudur. Gerçek zamanlı analitikleri çalıştırmak ve gerçek zamanlı uygulamalar geliştirmek ve çalıştırmak için biçilmiş kaftandır. Bu gerçek zamanlı veri platformunun ortasında, pazardaki tüm veritabanlarından tamamen farklı SAP HANA veritabanı yer almaktadır.  
Yukarıdaki tanımı okuyunca SAP HANA’nın bir çeşit veritabanı –belki de veri platformu demek daha doğru olacaktır- olduğunu anlamışsınızdır.
SAP denilince hepimizin aklına veritabanı yerine ERP, CRM, BI gibi kurumsal iş yazılımları geliyor, neredeyse hiç birimiz SAP’yi veritabanı işi ile ilişkilendiremiyoruz. Ancak “2015 yılına kadar veritabanı pazarında en büyük ikinci oyuncu olmak” SAP’nin şu an için ana hedefi. Bu hedefi tutturmak için de HANA, SAP’nin elindeki en güçlü silah durumunda.
Çoğu kişi SAP Forum’ların her sene belli bir konseptte yapıldığını bilmez. –Eski patronum Semih Gür söyleyene kadar ben de bilmiyordum-  Bu sene yapılan SAP Forum’a katıldıysanız eğer, her sunumun ilk sayfasında yarışan bisikletçilerin resmini ve “Yepyeni Bir Yarış” yazısını görmüşsünüzdür. Forum’un konsepti SAP’nin niyetini açıkça ifade ediyordu, “Yepyeni Bir Yarış; Veritabanı.”    
  
SAP HANA’yı anlamak için öncelikle bellek içi veritabanı (in memory database) kavramını daha iyi anlamakta fayda var. Veriyi disklerde (secondary storage) tutan geleneksel veritabanlarının aksine bellek içi çalışan veritabanları, veriyi ana bellekte (primary storage / RAM) depolamaktadır. Optimizasyon algoritmaları daha basit ve CPU kullanımları daha düşük olduğu için bellek içi veritabanları disk optimize veritabanlarından en az 10, bazı durumlarda milyon kat daha hızlıdır.

Aslında olayı yalnızca “hızlı veritabanı” olarak düşünmek ciddi anlamda bir yanlış olacaktır. SAP HANA, mevcut kurumsal iş yazılımlarınızın performansını artırarak iş yapış şekillerinizi de iyileştirecek bir çözüm olarak düşünülmeli. İlerleyen günlerde örnek uygulamaları yazmaya çalışacağım ancak şimdilik “Öngörücü Analiz” (Predictive Analysis) uygulamasından bahsedeceğim. İlk olarak öngörücü analizin tanımını yapayım; istatistiksel ve matematiksel teknikler kullanılarak büyük hacimli veri (big data) içerisinde anlamlı korelasyonlar, modeller ve trendler bulma işidir. Şimdi olaya diğer boyutu ile bakabiliriz; günümüz iş dünyası geçmişte olmuş ve bitmiş olaylara bakarak karar verme eğiliminden, gelecekte olacakları tahmin edip proaktif olarak önlem alan bir yapıya bürünüyor. İşletmeler bu yapıyı kurmak için de öngörücü analizler yapmak arzusundalar. Ancak bugüne kadar karşılaşılan en temel problem büyük hacimli verinin (big data) işlenmesinin zorluğuydu. SAP HANA sayesinde işletmeler çok büyük hacimli verileri analiz edilebilme imkanına sahip olacağı için gelecek hakkında da önceden kestirimde bulunabilecekler. Olaya bu açıdan bakınca hız ve performansın neden bu kadar önemli olduğunu anlamışsınızdır umarım.
Yukarıdaki açıklamadan çıkarılması gereken bir diğer ders de şu; çok kısa bir süre içerisinde gerçek anlamda danışmanlık firmaları ortaya çıkacak, SAP HANA teknolojisine ayak uyduramayan danışmanlık firmaları ise elimine olacak. Yani şu anda olduğu gibi, yalnızca işletmelerin yaptığı işi SAP yazılımlarına aktaran danışmanlar yerine, istatistiksel modeller oluşturup, bu modelleri müşterilerinde kurgulayan ve bu kurgu sayesinde müşterilerinin geleceği görmesine yardımcı olacak danışmanlar değer kazanacaktır. –Bu şekilde belki yerlerde sürünen danışmanlık bedelleri de yeniden hak ettiği değeri bulur J-
Son olarak; aslında bugün masaya uzun zamandır yazmak istediğim, edebi değeri olan bir yazı için oturmuştum ancak kendimi SAP HANA ile ilgili blog yazarken buldum. Youtube’da Arif’in Manchester’a attığı golü ararken Songül Karlı videosuna denk gelen yurdum gencini şimdi daha iyi anlıyorum J
Umarım yazdıklarım faydalı olmuştur.
Sevgiyle kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder